
This review may contain spoilers
Gülmek için izlenir
Bu yıl benim için cdrama yılıydı. Nedense kdramadan biraz soğumuştum ve sanırım bu yıl izlediğim3. yada 4. kdrama oldu. Bu dizi aslında çıkmadan önce listemdeydi ama başladığı günden bu yana hiç izlemek gelmedi içimden. Dün hadi bir bakayım dedim ve gülmekten karnıma ağrılar gire gire 8.bölüme kadar geldim. Beklentisiz başladığım için mi bilmiyorum, izlerken inanılmaz keyif aldım. Zaten izleme zamanlamam gerçekten süper oldu. Bugün kaldığım yerden devam ederek finali de tamamladım. İlk 8 bölüm gerçekten keyif almıştım ama kalan 4 bölümü neyseki bitiyor diyerek izlemeye devam ettim. Dizinin temposu nedense birden düştü. Kötü değildi ama bu diziyi tekrar izlersem muhtemelen 8.bölümde bırakırım 🤭Dizi başından itibaren, bana Lost in Austen dizisini hatıyordu. Orada da kız hayranı olduğu Gurur ve Önyargı kitabının içine giriyordu ve kitabın ana karakteri Elizabeth de kızın dünyasına gidiyordu. Dizinin sonunda ikisinde yeni hayatlarında kalmak istiyordu. Bu dizide tahmin ettiğim gibi öyle oldu. Zaten neden modern dünyaya geri dönmek istesin ki. Gerçek hayatta mutsuzdu. Roman dünyasında ise ailesi tarafından seviliyor, saygı duyuluyor, ona aşık bir adam ve arkadaşları var. Onun yerinde olsam ben de roman dünyasında kalmayı tercih ederdim. Klasik gerçek hayata dönüp, erkek başrolle yolda ,orda burda karşılaşıp birbirleriyle bakıştıkları bir final yerine, bu şekilde evli, mutlu, çocuklu bir finalle diziyi bitirmeleri beni gerçekten tatmin etti. Böyle güzel finalleri daha çok görürüz umarım.
Son 4 bölüm hakkında dediklerime aldırmayın ve bir şans verin derim. 😊
Was this review helpful to you?

Neden senaristler dizi sonlarını yazmasını bilemiyorlar?
Beklentisiz başlamıştım ve dizi ilk bölümden beni kendine çekti. FL ve ML uyumları çok güzeldi. Hikayenin konusu ve kurgunun işleyişi de 20.-21. bölüme kadar çok güzeldi. Entika, casus, romantizim, zeka yarışları. Bir dizide beni en çok tatmin edecek tüm öğeler vardı. Nitekim dizi tempo olarak ne kadar iyi başladıysa ikinci yarıdan sonra bir o kadar düşüşe geçti. Finalin son 6 bölümünü izlemeyi bile geciktirdim bir kaç gün. O derece sıkılmıştım. Sonunda madem izledim hadi finali yapayım diyerek devam ettim. Final sahnesi tatmin etmiş olsaydı belki o tempo düşüklüğünü göz ardı edebilirdim ama final sahnesi anlamsız ve ucu açık kaldı. Bu diziyi tekrar tekrar izlerim diyordum ilk bölümlerde ama şuan tekrar izlesem sanırım 20.bölümde felan yarım bırakırım :)Was this review helpful to you?

This review may contain spoilers
İlk yarı efsaneydi.
Cdramaya ilk başladığım dönemlerde Zhoa Lusi'yi Kaplan ve Gülün aşkı dramasıyla tanımış ve o diziyle oyunculuğuna güzelliğine hayran kalmıştım. Bir çok dizisini izlesem de The Long Ballad dizisinde Leo Wu'nun Dilruba ile cift olması nedeniyle o diziyi izlememeyi tercih etmiştim. Çünkü Love Like The Galaxy dizisini izlemeyi henuz yeni bitirmiş ve Lusi ile Leo'yu farklı birileriyle görmeye yüreğim razı olmuyordu🤣 Dolayısıyla Lusi'nin Liu Yunning'le olan uyumu hakkında bir fikrim yoktu. Ve Lu Yunning'i bu yıl izlediğim The Prisoner of Beauty dizisinden önce hic bir dizide izlememiştim. Bir süredir aklımda olan bir diziydi ama izlemeye henüz firsat bulabilmiştim. Dizi hakkında fazla bir beklentim yoktu ve ilk 2 bölümü izledikten sonra bazı sahneler nedeniyle bir an izlemeyi bırakmayı düşündüm ama 3.bölüm itibariyle dizi öyle güzel bir ivme kazandı ki diziye giderek âşık olduğumu fark ettim. Lusi ve Lu Yunning arkasındaki kimya çok güzeldi. Birbirlerini desteklemeleri, korumaları, acılarını anlamaya çalışmaları, yavaş yavaş aşık olmaları çok iyiydi. Ama ne zaman ki 18. bölümün sonunu izledim ne oluyor demeye başladım. İzlerken ne olur rüya olsun, ne olur rüya görüyor olsun diye dua ettiğimi hatırlıyorum🤣 Ve 19.bölüm itibariyle rüya olmadığını anlıyoruz. Dizi ondan sonra ivme kaybetmeye başladı. Kötü diyemem ama bir parça sıkıcıydı. 29.bölüm itibariyle yeniden toparladı ama yeterli degildi. O 19-29 arasındaki bölümleri 1-2 bölüme indirgeselerdi daha iyi olurdu. Ve dizinin sonu... Pekala zaten mutlu son beklemiyordum ama belirsiz bir son olmasını da beklemiyordum. Simdi Liu Yuning kaldı mı gitti mi anlayamadım. Yani zaten gitmek istemesini sacma buluyordum ama Lusi'nin gitme derken ki hali çok duygusaldı. Umarım gitmemiştir ama dediğim gibi belirsiz kaldı. Bu durum ve dizinin genel olarak 2.yarısı beni tatmin etmedi.2.çiftimize gelecek olursak ki Cui Shi Jiu başta nefret ettiğim sonradan acıdığım ve bir süre sonra da keşke Lusi'yle arkadaş olsa dediğim bir karakterdi. Dibi görmüşken Wu'nun ona el uzatmasıyla (ki dibi görmesinin bir nedeni de Wu'ydu) intikamını almak için Wu'yu kullanmaya karar verdi. Tahmin etmediğimiz şey ShiJiu ile Wu'nun gerçekten birbirlerine âşık olmalarıydı. İtiraf ediyorum 35.bölümü izlemedim. Yanlışlıkla 34den 36ya geçmişim ve ShiJiu'nun o kafayı yemiş halini görene kadar 35.bölümü atladığımı fark etmedim. Fark ettiğimde de geri dönüp izlemedim, çünkü bir an önce finali görmek için acele ediyordum. Ama bir yandan da Wu'nun ölümünü izlemek istemememdi. 😥 Dizi bittikten sonra bile o bölüme bakmayı kalbim kaldırmadı. Zira o ikisinin mutlu olmasını gerçekten çok istemiştim.
Neyse, genel olarak yorumlamaya geri dönersem, dizi ilk yarısıyla muhteşemdi. Sonraki 3.çeyrek maalesef biraz sıkıcıydı. Son çeyrek ise tempo yükseltilmiş olsa da ilk yarıya göre bir tık sönük kaldı. Tekrar izler miyim evet izlerim ama ilk yarısını 🤗 Bir de dip not. Bir yorumda müziklerin hikayede iyi yerlerde kullanılmadığına benzer bir yorum gordumve buna katılmıyorum. Diziyi yükselten, duygusallaştıran şeylerden biri de müzikleridir. Bu dizinin müzikleri ve kullanıldığı yerler bence yerindeydi.
Was this review helpful to you?

This review may contain spoilers
Hikayede alt metin boşluğu hoşuma gitmedi.
Bu dizinin en çok ama en çok müziklerini sevdim. İnsanın kalbine işliyor, titretiyor resmen. ❤️Oyuncular rollerine çok yakışmış ve her biri resmen o karakteri yaşamış. Yönetmen ve arka ekip çok başarılı. Nitekim dizinin konusu çok güzel olsa da iyi işleyememişler bana göre.Mesela ressamın amacı, arka planda onu bu yola iten hikaye belirsiz. Durup dururken buna karar vermiş gibi. Kar hortlağı kimdi? Ressamla nasıl bir araya geldiler?
Spoiler olacak özür dilerim ama başrol çift ortak bir amaç için yanyana mücadele etmeden nasıl birbirlerine aşık oldu? Yani bir iki kez birbirlerine yardım ettiler ama bu aşk için yeterli mi? Ya da sadece güzel yakışıklı göründükleri için mi aşıklardı? Birbirlerine acıdıkları için mi aşık oldular? Her ne kadar birbirlerine duydukları sevgiyi ve yaşadıkları o kısa mutluluğu çok sevsem de yine arka plan kısmının boşta kalması hoşuma gitmedi.
Aslında aksiyonuyla, gizemiyle harika olan bir konuyu, hikayelerdeki alt metinlerin boş olması nedeniyle güzel bir şekilde işleyememişler maalesef. Kaldı ki dizinin finalini bilmeme rağmen, hiç hayal kırıklığına uğramadan büyük bir hevesle başladım ve 11 bölümü bir çırpıda bitirdim. Dizi bitince de neden diye sordum! Neden oyunculuklarıyla, müziğiyle, görselliğiyle, aksiyonuyla, dramıyla bu kadar güzel olan bir konuyu, aynı güzellikte kurgulayamamışlar?
Zevk renk meselesi elbette ama dediğim gibi hikayedeki alt boşluklar maalesef bende hayal kırıklığı yaşattı. İzlemek vakit kaybı değildi ama bir tatminsizlik yarattı. Sevdiğim dizileri tekrar tekrar izlemeyi çok severim ve maalesef bu dizi tekrar izlenecekler listesine girmedi.😔
Was this review helpful to you?

This review may contain spoilers
Bilimkurgu hakkında bir fikri olmayanlar bu diziyi izlemesin.
Bu diziyi ne kadar süredir bekliyorduk? Ve sonunda yayınlandığında senaryonun çok kötü olduğu hakkında yorumları gördükçe şaşırdık mı? İşin gerçeği ben çok şaşırdım. Zaten uzun süredir diziyi bekleyip durduktan sonra fazla bir beklentim yoktu. Fakat diziyi izledikten sonra bu dizinin sadece bilimkurgu dramalarına aşina olanların sevebileceği, klasik klişe kurgu bekleyenlerin ise hayal kırıklığına uğrayacağını anladım. Ve bu kadar kötü yorum sonrası bir de ben yorum yapmak istedim. :)Dizinin ilk duyurusu yapıldığında heyecanlanmış olsam da fazla bir beklentim yoktum zira LMH'nin son yıllarda oynadığı tüm dizileri yarım bırakmıştım. Diziyi sırf Gong Hyo Jin hatırına izleyecektim ki dizinin ilk 2 bölümünü izledikten sonra senaryonun beklentilerimi fazlasıyla aştığını fark ettim. Sabırsız bir insan olduğum için de yeni bölüm beklemektense final versin öyle izleyeyim dedim. İyi ki öyle yapmışım. Böylece dizinin tadını gerçek anlamda çıkartabildim.
Yüzlerce bilimkurgu roman okumuş ve dizi film izlemiş biri olarak, gerçek bir bilim belgeseli izlemeyi beklemeyip gerçekten dizinin bir kurgu olduğunu fark ederek bilimkurgu dizilerini izlerim. Bu dizide çekim teknikleri nedeniyle dizinin neden yayınlanmasının uzun sürdüğünü anlayabiliyorum. Arka plandaki emek, yer çekimsiz ortamı neredeyse birebir yapmaları gerçekten hoşuma gitti. Dizinin ana teması olan etik kuralları ve ahlakı sorgulamak çok iyiydi. LMH'nin de dediği gibi bu etik kurallar kimin içindi? O sahnede o ağladı ben ağladım resmen. Diziyi beğenmeyenlerin bilimkurgu pek izlemediğini ya da sevmediğini varsayıyorum. Aksi bir durumda uzayda geçen bir diziden sadece romantik komedi bekliyorsanız elbette dizinin sevilmemesi normal. Bundan sonrası spoiler olacak dikkat edin....
Yukarıda da dediğim gibi diziyi merak etmeme rağmen beklentim yoktu ama ilk 2 bölümü izledikten beklentimin kat be kat üzerinde olduğunu fark ettim. Bir kere LMH eski özlediğim, muzip ve eğlenceli bir roldeydi. Gong Hyo Jin bana göre en iyi oyunculardan biri zaten. Bir çok kişinin düşündüğünün aksine ben ikisi arasındaki çekimi daha ilk dakikadan çok sevdim ve uyumlarına kesinlikle bayıldım. Dizi bilimkurgu yönüyle doyurucuydu. Yapılan deneyler, ahlaki değerlerin ve etik kuralların sorgulanması, bir yandan anne olmak isteyen bir kadın diğer yandan 16 hücreli artık bir hayat olan bir morulayı sırf etik olmadığı için yok etmeyi tercih eden bir sistem. Dizide gerçekten çok üzüldüğüm ve içimin cız ettiği anlardan biriydi morulaların yok edildiği o sahne. Diyorum ya LMH ağlayıp yalvardıkça ben de izlediğim yerden gözyaşı döktüm. Komedi kısmı bence abartı olmamakla beraber dozajındaydı. LMH'nin o şapşik halleri dışında, Santi, Mina ve Seung Jun 3'lüsü beni gerçekten çok güldürdü. Ne sayısal lotoymuş 😂 Kang Gong Su, evet başta kötü adam imajı çizdi ama o bile kendince doğru bildiğini yaptı ve dizinin sonunda sevdiğim karakterler arasına girdi. Şahsen o kızla barışmalarını da görmek isterdim ama kızımız azıcık naz yapmaya devam ediyor ve barışacaklar belli. Ve final bölümüne geleyim. O kadar kaçınmama rağmen rastladığım spoiler yüzünden, henüz diziyi izlemeden biraz hayal kırıklığına uğramış olsam da diziden hiç soğumadım. Maalesef kore ve çin senaristlerin mutlu son yazamama hastalığı yüzünden artık mutlu sonlara dair pek bir beklentim kalmadı. Nitekim başrol kızın ölmesi beni diziden soğutmadı. Zaten son bölümü gözyaşları içinde izledim. Kimi mutluluk, kimi hüzün gözyaşı oldu yine de dizinin finali beni son zamanlarda en çok tatmin eden dizilerden biri olmuştu.
Kız öldü neresi tatmin ediciydi denilebilir. Fakat dizinin başından itibaren bizi o sona hazırladılar aslında. Yaptıkları deneylerde, farenin hamile kalmasında, birinin orada doğum yapması halinde yaşanacaklardan vs. gibi bir çok noktada, aslında dizi kendi içinde bize spoiler verdi. Ve uzayda birlikte oldukları andan itibaren kızın hamile kalacağını tahmin etmeyen biri yoktur herhalde. Ve komutan Eve'in o doğumu yaparken öleceğini maalesef son bölümlerde iyice anlamış olduk. Bir an aslında dünyaya dönecek sanmıştım ama yapamadı. İyi ki doğumdan sonraki günü bize göstermediler de sadece fotoğraflarda gördük. Yoksa ben hüngür hüngür ağlamaktan helak olurdum sanırım.
Dizideki tek sıkıntı ve kendi kendisiyle çelişen noktası ise LMH'nin uzay istasyonunda kalmaya devam etmesiydi. Gerçi son sahneden anladığım kadarıyla yine yürüyemez hale geldi gibi gösterdiler de o kısımdan emin olamadım. Neyse işin gerçeği ben bu diziyi gerçekten çok sevdim ve kaçırdığım ayrıntılar varsa diyerek mutlaka bir kez daha izleyeceğim. Elbette zevk renk meselesi ama bence böylesine güzel bir dizinin, ahlaki ve etik kuralları sorgulayarak ve bilimkurguyla beraber harmanlanan romantizm ve dram kurgusuyla ve arka plandaki emeklerin ne kadar iyi olduğu düşünülürse bu kadar gömülmesi çok yanlış. Dizinin bilimkurgu kısmını çıkartırsak klişe bir kurgu kalıyordu ki son yıllarda muhteşem denilen tüm klişe kurguları yarım bırakmış ya da sırf izlemiş olmak için izlemiş biri olarak bence bu dizi diğer popüler olan o dizilerle kıyaslanamayacak kadar güzeldi.
Ve son bir not, dizide Jo Jung Suk'u konuk rolde sunucu olarak görmek gerçekten çok güzel bir ayrıntıydı. İmza göndermesi ise çok tatlıydı 😊
Was this review helpful to you?

This review may contain spoilers
Beklentimin fazlasıyla üstüne çıktı.
Son aylarda cdrama dizilerine sardım. Özellikle wuxia ve xianxia tarzı kurgular ilgimi çekiyor. Ama bir çok güzel dizi izledikten sonra, diğer diziler ne kadar güzel olsa da aynı zamanda sanki en iyilerini izlemiş gibi hissedip izlediğim bazı diziler beni tatmin etmiyor. Fangs of fortune dizisi bir aydır listemde olan bir diziydi ve yorumlar hep iyi olsa da fazla bir beklentiye girmemiştim. Oyuncu kadrosu efsaneydi ve bu durumdan dolayı dizinin işleyişi yönünden hayal kırıklığına uğrarım diye diziyi izlemekten korkuyordum. Sonunda fazla bir beklentiye girmeden ilk bölümü izlemeye başladığımda 7.dakikada çığlık atmamak için kendimi zor tuttum. Yakışıklı iblisimizle, efendi Bing Yi arasındaki o dövüş sahnesi de neydi öyle. Abartısız 3 gün boyunca o sahneyi tekrar tekrar izledim. Öylesine efsaneydi işte.Zaten dizide en çok beğendiğim şey o ikisinin dostluğuydu. Hatta bir sahnede Zhu Yan ve Zhuo YiChen tatlı tatlı atışıp sohbet ederken Wen Xiao yanlarına geldiğinde resmen 'ya git senin ne işin var onların yanında' diye söylendim durdum. O ikisini o kadar çok sevdim işte. Ve ilk kez bir dizide romantizm bana gereksiz geldi.
Elbette yakışıklı iblisimiz ve efendi Bing Yi'nin arkadaşlığının yanı sıra ekibin dostluk bağı çok iyiydi. Her ne kadar Bai Jui'nin tiz çığlıkları biraz sinir bozucu olsa da My Journey to you dizisindeki rolünü hakkıyla yerine getirdiği için bu dizide o çığlıklarını görmezden gelmeye çalıştım. :) Pei SiJing favori kadın karakterlerim arasına girdi.
Dizide en çok hoşuma giden bir diğer husus da dizinin sonundaki dansları. Normalde bölüm biter ve ben sabırsızlıkla hemen diğer bölüme geçerim. Fakat bu dizide o danslarını izlemek için sonuna kadar izlemeye devam ettim ve izlerken çok eğlendim.
Dizinin müziklerini de unutmamak lazım. Bazen dizileri ve o dizilerdeki sahneleri akılda kalıcı kılan ve izleyiciye duyguları asıl geçiren şey müzikler oluyor. Bu dizinin müzikleri ise çok ama çok iyiydi. Diziye başladığım günden bu yana geceleri fangs of fortune OST'lerini dinleyerek uyuyorum.
Dizide hoşuma gitmeyen tek şey, durmadan gözyaşı akıtmaları. Bai Ze tanrıçası en ufak bir sey gözleri dolar, en ufak bir şeyde dudaklarını sarkıtır. Yine Zhuo YiChen küçük bir çocuk gibi durmadan gözleri dolar, bir iki damla yaş akıtır. Yakışıklı iblisimizin de (ona yakışıklı iblis demeyi gerçekten cok seviyorum (: ) yine durmadan gözleri dolar. Dizi boyunca düşündüğüm bir diger sey buydu. Lütfen siz küçük bir çocuk değilsiniz. Durmadan ağlamak nedir. Azıcık sert olun, biriniz herkesin korktuğü yakışıklı güçlü iblis, diğeriniz herkesin saygı duyduğu iblis avcısı ve bulut kılıcının efendisi, diğeriniz vahşi doğanın tanrıçasısınız. Nedir bu ağlak halleriniz diye söylendim.
Ağlamak diyince dizinin son bölümlerinde kim en çok ağladı? Tamam dizinin ilk bölümünden spoiler verilmişti. Yine de insan umut etmekten kendini alıkoyamıyor. Fei, Ying Lei, Bai Jiu hatta Li Lun için bile çok ağladım :(
Fangs of fortune kesinlikle tekrar tekrar izleyeceğim diziler arasında yerini aldı. Umarım 2.sezon olur diyeceğim ama pek de umudum yok işin gercegi. Yine de gelirse gerçekten cok sevinirim. Zira Zhu Yan ve Zhuo YiChen dostluğunu izlemekten asla sıkılmam.
Was this review helpful to you?

Birazcık tatmin oldum sonunda :)
LBFAD dizisini 2 yılda toplam 8-9 kez izlemişimdir. Fakat o final tatminsizliği yıllardır içimde ukteydi. Bugün tesadüf eseri ekstra 2 bölüm olduğunu görüp hemen bakayım dedim. Çok farklı bir sahne yoktu. Eski sahneleri harmanlayarak final sonrası olanları Dongfang Qingcang'in anlatımıyla bizlerle paylaşılan 2-3 dklık ilk özel bölümü izlerken gözlerim yaşardı. Elbette yeni sahneler de görmek isterdim ama en azından mutlu olduklarını biliyoruz. İkinci ekstra bölümde yine eski sahnelerin harmanlandığı 7-8 dklık bir klipti. Hoştu ama ilk ekstra çok daha iyiydi.Was this review helpful to you?

This review may contain spoilers
Beklentileri aşıyor.
Diziye başlarken tam olarak ne beklemem gerektiğini bilmiyordum. Sadece senaryonun bilimkurgu olduğunu biliyordum ve uzun süredir cdrama izlesem de hiç bilimkurgu cdrama izlememiştim ki bilimkurguları gerçekten severim. İlk iki bölümde bir türlü olayı anlayamadım ve karışık geldi. Daha doğrusu bilimkurgudan ziyade paronormal bir olaya benziyordu. 3.bölüm itibariyle bir şeyler netleşmeye başladı ve 4. bölüm itibariyle her şey yerine oturdu. Ve asıl olaylar artık başlıyor. Bugün bölümleri bitirdikten sonra oyuncu kadrosuna bakayım dedim ve Ao Rui Peng'in de başrol olduğunu gördüm. Ama şuana kadar yan roldeymiş gibi görünüyordu. Umarım ilerleyen bölümlerde onu daha çok görürüz. Song Wei Long'u Youthful Glory dizisiyle bir iki hafta önce tanıdım ve o diziyi maalesef 16.bölümde yarım bırakırken Song Wei de çok hoşuma giden bir oyuncu olmamıştı. Yani hoş çocuk ama oyunculuk adına özel bir yanı yoktu bana göre o dizide. Nitekim bu dizide ilgimi çekti. Çok çok iyi bir oyuncu diyerek henüz ayrılıp bayılmıyorum ama şimdilik gelecek vadediyor diyebilirim. Liu Hao Cun'u ilk kez bu dizide görüyorum ve şimdilik oyunculuğunu ve performansını beğendim. Bazı yorumlarda kıza dizilerde öpüşme sahnelerini çekmediği için veryansın eden olmuş. Ben de ister bilimkurgu ister korku olsun her kurguda romantizmi severim. Fakat romantizmin sadece öpüşmek olmadığını da bence bilmek gerek. Yani kızın kendine göre belli sebepleri var ve bu kuralı koymuş bence saygı duymak gerek. Bana göre çok da diziyi düşürecek bir olay değil. Tekrar diziye dönecek olursam, ilk 4 bölümü sevdim. Güncel olarak izlediğim 1 dizi daha var onunla beraber bunu da günlük takip ederim. Umarım böylesine güzel başlayan bir kurguyu sonuna kadar devam ettirebilirler. Bilimkurgu sevenlere tavsiye ederim. Yoksa sırf bir oyuncu yakışıklı güzel iyi diye başlarsanız bence diziden sıkılıp yarım bırakabilirsiniz☺️Diziyi bitirdim ve hikayeye, hikayenin işleyişine, oyunculuklarına ve müziklerine, kısacası her şeyine âşık oldum. Finali son zamanlarda izlediğim diğer dizilere göre açık ara en iyi finaldi. Mutlu finallerde bile mutlaka yan karakterleri öldürerek bizi hep buruk bırakıyorlardı. Oysa bu dizide karakterlerimiz kötü alametleri yendi. Kimse ölmedi. Çiftlerimiz birleşti. Daha ne olsun.
Bu dizide favori çiftim on üç bin ve Hong Sha'ydı. Son bölümde Hong Sha'nın on üç bini kurtarmasını gözlerimden kalpler çıkarak izledim.
Bilimkurgu, gerilim ve aksiyon, seyirciyi tatmin edecek romantizmi ve beni bolca güldüren komedisiyle bu diziyi tavsiye ederim.
Was this review helpful to you?